Emlakta Duyulmamış Düzenleme: Ev Alamayan Bunu Alacak!
Gayrimenkul sektöründe değişen dengeler yeni modellere ihtiyaç olduğunu ortaya koydu. Değişim hem alıcı hem üretici cephesinde yaşanmaya devam ediyor. Türkiye’de birçok kesim için konut hâla en güvenli yatırım aracı olsa da erişim sorunu giderek büyüyor. Artan fiyatlar, yüksek faiz oranları ve kredi musluklarının kısılması hem ihtiyacı olanları hem de yatırımcıları zorluyor.
Uzun yıllar ‘sat-yap’ sistemiyle çalışan firmalar, satışlarda yaşanan durgunluk nedeniyle bunu sürdüremiyor. Finansman sorunu, maliyet artışları ve öngörülemeyen piyasa şartları üretim iştahında düşüşe neden olurken, bu da arz sorununa yol açıyor. Gayrimenkul Yatırım Fonları’ndan sonra proje fonlarının da ilgi göreceği öngörülüyor. Sermaye Piyasası Kurulu’nun (SPK) hazırlıklarını yaptığı yeni model kapsamında önümüzdeki yıl yeni fonların duyurulması planlanıyor.
Hürriyet’in haberine göre, Sermaye Piyasası Kurulu’nun (SPK) hazırlıklarını yaptığı yeni model kapsamında önümüzdeki yıl yeni fonların duyurulması planlanıyor.
YATRIMCININ DA İMKANLARI ARTACAK
SPK Başkanı İbrahim Ömer Gönül geçen aylarda fonların devreye gireceğini açıklamış ve şu bilgileri vermişti:
“Proje Gayrimenkul Yatırım Fonları’nın kuruluşuna izin veren düzenleme ile, çoğunluğu konut nitelikli bağımsız bölümlerden oluşacak gayrimenkul projelerini gerçekleştirmek üzere gayrimenkul yatırım fonlarının kurulmasına imkân tanınması planlanmaktadır. Bu fonlar, hem kendi mülkiyetlerindeki hem de sözleşme imzaladıkları farklı kişilere ait arsalar üzerinde projeler gerçekleştirebilecek. Fonların kurulmasına izin verilmesi ile konut arzının artırılmasına katkıda bulunulacak, yatırımcıların gayrimenkul projelerine yatırım yapabilmelerine olanak sağlanarak getiri imkânları artırılacak.”
FİYAT VE DİSİPLİN BÖYLE OLUŞACAK
“Artık bir grup kişi veya şirket sahipleri fon kurup, yatırımcılardan para toplayıp, inandığı projeye veya arsaya yatırım yapabilecek. Toplu daire alımı yapabilecekler. Ancak yatırım yapılan her ürün SPK değerlemesine tabi olacağından satın alma fiyatları değerlemenin aynısı ya da altında olmak zorunda olacak. Bu fiyat disiplinini sağlayabilir.”
